Cursor Debug Mode ve IDE İçi Browser: Yeni Başlayanlar İçin Teknik Rehber

Paylaş:
Cursor Debug Mode ve IDE İçi Browser: Yeni Başlayanlar İçin Teknik Rehber

Cursor’da Debug Mode + IDE İçi Browser: Yeni Başlayanlar İçin Teknik ve Pratik Rehber

Web geliştirme ve modern yazılım projelerinde “hata ayıklama” (debugging) çoğu zaman kod yazmaktan daha pahalıdır: hatayı yeniden üretmek, doğru sinyali toplamak, yanlış varsayımları elemek ve sonunda küçük bir düzeltmeyi güvenle göndermek. Cursor’un son dönemde öne çıkan yaklaşımı, bu süreci iki kritik eksende sıkıştırıyor: Debug Mode (runtime veriye dayalı ajan döngüsü) ve IDE içinde tarayıcı/çalışma zamanı sinyali toplayabilme.

Bu yazı, Cursor’a yeni başlayan ama teknik olarak “neden işe yarıyor?” sorusunu cevaplamak isteyenler için: Debug Mode’un klasik “breakpoint + step” debug’dan farkını, IDE içi browser iş akışının nerede kaldıraç sağladığını ve ikisini birlikte kullandığınızda nasıl daha kısa geri bildirim döngüleri kuracağınızı anlatır.

1) Debug Mode tam olarak ne? (Klasik debugger’dan farkı)

Cursor’daki Debug Mode, bir “IDE debugger UI”dan çok, ajan tabanlı bir hata ayıklama döngüsü olarak düşünülmeli. Temel fikir şu: Ajan önce kod tabanını okur; “hemen düzeltme” yazmak yerine birden fazla hipotez üretir, ardından bu hipotezleri test etmek için kodu log/izleme (instrumentation) ile donatır. Siz hatayı yeniden ürettiğinizde ajan runtime veriyi (değişken durumları, yürütme yolları, zamanlama vb.) görür ve sonra hedefli, minimal bir düzeltme önerir.

Bu fark önemlidir çünkü gerçek hayatta zor bug’ların çoğu şu sınıfa girer:

  • “Sadece belirli input + belirli state + belirli sıralama” ile patlar.
  • Lokal ortamda bazen görünmez, staging/prod’da görünür.
  • Log’suz yakalanamaz ama log’u nereye koyacağınız belirsizdir.
  • “Bence şurası bozuk” diye başlayan tahminler, gereksiz kod değişikliği ve zaman kaybı üretir.

Debug Mode’un vaadi, tahmini azaltıp kanıt (runtime data) odaklı ilerlemektir: Hipotez kur → veri topla → doğrula → minimal fix üret.

2) Debug Mode’un çalışma döngüsü (3 adım)

Debug Mode duyurusunda akış pratikte üç adıma indirgeniyor:

  • Bug’ı tarif et: Debug Mode’u seçip problemi anlatırsınız; ajan hipotez üretir ve uygun yerlere logging ekler.
  • Bug’ı yeniden üret: Siz hatayı tetiklersiniz; ajan runtime veri toplar (state, execution path, timing gibi).
  • Fix’i doğrula: Önerilen düzeltmeyi test edersiniz; çalışıyorsa ajan enstrümantasyonu (logları) kaldırır; çalışmıyorsa döngüyü rafine eder.

Bu üç adımın asıl değeri, hata ayıklamayı “rastgele deneme-yanılma” olmaktan çıkarıp bir protokole bağlamasıdır. Özellikle ekip içinde çalışırken, aynı protokolü izlemek hem iletişimi kolaylaştırır hem de “neden bu değişiklik yapıldı?” sorusuna kanıt üreterek cevap vermenizi sağlar.

3) IDE içi browser ne kazandırır? (Sadece “preview” değil)

Web projelerinde bug’ların önemli bir kısmı backend log’uyla çözülemez; sinyal tarayıcı tarafındadır:

  • Konsol hataları (JS runtime errors, hydration hataları, CSP/CORS problemleri)
  • Ağ istekleri (hatalı endpoint, yanlış header, cache davranışı, 304/401/500)
  • UI state’i (hangi DOM, hangi attribute, hangi form state)
  • “Kullanıcı şunu yaptıktan sonra” gibi etkileşim sıraları

Cursor’un web geliştirme rehberinde, kısa geri bildirim döngülerinin önemi ve tarayıcı gibi araçlarla birlikte kullanımın pratik kazancı vurgulanır. Özellikle “çalışma zamanı bilgisi” (konsol log’ları, ağ istekleri ve UI öğe verileri gibi) eklemenin, modelin bağlamını genişlettiği ve daha iyi sonuç verdiği açıkça söylenir.

Bu noktada kritik ayrım şudur: IDE içi browser yaklaşımı “sayfayı IDE’den görmek”ten ibaret değil; amaç, debug sürecini besleyen kanıtı (runtime signals) görev akışına dahil etmektir.

4) Debug Mode + Browser birlikte: kanıta dayalı debug’un pratik formülü

Yeni başlayanların en sık düştüğü tuzak şudur: “Hata var, ajan fix yazsın” deyip spekülatif patch’leri denemek. Debug Mode + browser yaklaşımı ise bunun yerine şu formülü önerir:

1) Semptomu netleştir: “Butona basınca hiçbir şey olmuyor.” 2) Kanıt topla: - Console’da hata var mı? Stack trace ne diyor? - Network’te istek çıktı mı? Status ne (200/401/500)? - Payload/headers doğru mu? - DOM’da tıklanan element gerçekten doğru mu? Event handler bağlı mı? - State değişiyor mu? Değişiyorsa UI neden güncellenmiyor? 3) Hipotez kur: “onClick hiç bağlanmıyor” / “istek 401 dönüyor” / “cache invalidation yok” gibi. 4) Enstrümantasyon ekle: Doğru yere log/ölçüm ekle (Debug Mode burada kaldıraç sağlar). 5) Repro: Aynı adımlarla tekrar üret. 6) Fix + doğrulama: Minimal değişiklikle düzelt ve tekrar doğrula.

Bu akış, özellikle “sadece prod’da olan” veya “nadiren olan” bug’larda fark yaratır; çünkü tartışmayı “bence”den “log’da şu var / network’te şu dönüyor” seviyesine taşır.

5) Yeni başlayanlar için kullanım önerileri (teknik ama uygulanabilir)

A) Debug Mode’u ne zaman seçmeli?

  • Belirsizlik yüksekse: “Neden oluyor?” sorusu net değilse
  • Repro adımları varsa: Hatayı tetikleyebiliyorsanız (manuel/otomatik)
  • Sinyal toplanabiliyorsa: runtime veri üretmek mümkünse (log/trace/console/network)
  • Spekülasyon maliyetliyse: Büyük refactor yerine küçük kanıtlarla ilerlemek istiyorsanız

B) Browser sinyalini “debug çıktısı” gibi düşün

Web geliştirme rehberindeki öneriye paralel şekilde, konsol/ağ/UI sinyallerini bir “ekran görüntüsü” gibi değil bir debug artefact gibi ele alın:

  • “Console’da şu stack trace var”
  • “Network’te bu endpoint 403”
  • “Request payload şu”
  • “UI öğesinin attribute/state’i şu”

Bu, ajanın yanlış yöne gitme ihtimalini düşürür ve sizin de karar vermenizi kolaylaştırır.

C) Bağlam değiştirmeyi azaltmak gerçek performans artışıdır

IDE ↔ tarayıcı ↔ terminal ↔ log platformu arasında sürekli zıplamak, sadece zaman değil düşünme kalitesi kaybettirir. Cursor’un web geliştirme rehberinin altını çizdiği “kısa geri bildirim döngüsü” hedefi, pratikte bu zihinsel maliyeti minimize etmektir.

6) Takım içi iletişim: “bug raporu”ndan “kanıt paketi”ne

Debug Mode’un hipotez + runtime veri yaklaşımı, ekip içinde bug çözmeyi de iyileştirir. İyi bir “kanıt paketi” şunları içerir:

  • Repro adımları (kısa ve deterministik)
  • Console + network bulguları
  • İlgili kod bölümü + hangi hipotezlerin elendiği
  • Önerilen fix ve doğrulama sonucu

Bu format, klasik “bende oldu / bende olmadı” tartışmasını hızla bitirir. PR review’da da “neden bu değişiklik?” sorusu, “çünkü şu log ve şu request bunu gösterdi” diye yanıtlanabilir.

7) Dikkat edilmesi gerekenler

  • Her şeyi otomatikleştirmeye çalışma: Akış çok karmaşıklaştığında daha “cerrahi” düzenlemelere geri dönmek gerekir.
  • PII/secret sızıntısı riski: Debug için log eklerken token, kullanıcı verisi, ödeme bilgisi gibi hassas alanları loglamayın. Enstrümantasyon geçici olsa bile log’lar kalıcı etkiler yaratabilir.
  • Repro yoksa Debug Mode verimsizleşir: Hata tetiklenemiyorsa hipotez/veri döngüsü çalışmaz; önce repro üretmeye odaklanın.

Cursor’un Debug Mode yaklaşımı, “ajan fix yazsın”dan çok runtime veriye dayalı bir hata ayıklama protokolü kuruyor. IDE içi browser (ve web geliştirme akışına entegre runtime sinyal toplama) ise bu protokolün web tarafındaki yakıtı: console/network/UI verisini doğrudan debug sürecinin parçası yapıyor. Yeni başlayan biri için en büyük kazanım, hızdan bile önce şu: daha az spekülasyon, daha fazla kanıt, daha küçük ve daha güvenli değişiklikler.

Kaynaklar (erişim: 12 Aralık 2025)

  • Cursor 2.2 Debug Mode duyurusu (Forum): https://forum.cursor.com/t/cursor-2-2-debug-mode/145828
  • Cursor dokümanı (Web geliştirme): https://docs.cursor.com/tr/guides/tutorials/web-development
  • Cursor dokümanı (Agent overview): https://docs.cursor.com/tr/agent/overview
  • Cursor dokümanı (Modlar): https://docs.cursor.com/tr/agent/modes

Makale Bilgileri

İlgili Yazılar